Kitaplara göz atmadan önce biraz devri resmedelim.
Çocuk işçiliği gibi bir kavramın litaratüre girişi 1600'lü yıllara dayanır. İngiltere de yangınlar artınca fakir ailelerin 4-6 yaş aralığındaki yarı aç yarı tok çalimsiz çocukları karın tokluğuna ailelerinden -satın alınıp!- baca temizliğinde kullanılırdı. Girmek zorunda bırakıldıkları saçma sapan pozisyonlardan ötürü, hemen hepsinde gelişim bozuklukları ve dizleri ve eklemlerinde vücutlarında gözle görülür fiziksel kusurlar ortaya çıktığı gibi ciğerleri zehirle dolar ve gözleri iltihaplanırdı. Sahipleri! ya da ustaları, fazla büyümesin diye çocukları özellikle gerekenden az besler, dolayısıyla ufak ve çelimsiz kalmalarını sağlardı.
![]() |
Görsel Alıntıdır. Mekan İngiltere |
Aynı kara leke günümüzün en zengin ülkelerinde İsviçre'in tarihinin karanlık sayfalarında gizlemek istediği bir gerçek. Heidi’nin hikayesi aslında “Verdingkinder” tarihinden geliyor. Bu kelime “çıplak ayaklı çocuklar” anlamında kullanılırdı. İsviçre tarihinde köle olarak çalıştırılan çocukları ifade ediyordu. 18.yüzyılların sonunda İsviçre'de boşanan, devlete borcu olan ailelerin çocukları ile ailesi vefat eden ya da suç işlemiş olan çocuklar devlet gözetimiyle başka ailelerin yanına veriliyordu. Çocuklar çiftliklere çalıştırılmak üzere satılıyor, köle olarak ağır işlerde çalışıyor, düzgün beslenemiyor ve ahırda yatıyorlardı. Diğer çocuklardan ayırt edilmeleri için çıplak ayaklı olarak gezmek zorundaydılar. Devrin kimsesizler açısından acımasız olduğu bir gerçek. Çünkü ne yazık ki pek çoğu alındığı evde fiziksel şiddetin doğal kabul edildiği sefil ortamlarda karın tokluğuna çalışmak ve hizmet etme amacıyla getirilmiş işçilerdi.
Çocukluğumuzun Kitaplarındaki Kahramanlar 1: Anne Shirley
Bazı hikayeler vardır. Sizi çocukluğunuza götürür. Ya da öyle masalası anlatılır ki teknolojinin içinde boğulduğumuz bu çağda kaçıp o dönemin sadeliğinde ve doğallığında yaşamak istersiniz. Anne'in hikayesini kitaplarından değil anime çizgi dizisinden öğrenmiştim. Bilmediğim şeyse o dönem birçok çocuk klasiği aynı şekilde animeye uyarlanıyordu. Akage no Anne çizgi filminin kitaplardan geldiğini ise çok sonraları fark ettim. Yıllar içinde anime, hikayenin öncesini anlatan bir yan seriye daha uyarlandı. Yapım şirketine serinin diğer kitaplarını da yapmalarını umduğumu belirten bir yazı yazmıştım. Ancak artık anime izleme profili de benim çocukluk zamanına benzemiyordu. Bu nedenle şirketin böyle bir planı yoktu. Hikayenin devamını Türkçe olmadığı için ingilizce baskılardan ve varlığını keşfedince mangalardan okudum. O da 4. kitaba kadardı yanılmıyorsam. Yorucu olduğu için bırakmıştım bir süre sonra.
Yeşilin Kızı Anne 1985'te başlayıp uzun süre devam eden tv dizi serisiyle ülkemizde de yüksek bir izleyici oranı buldu. Yine de bu durum yayınevlerinin Anne'e ilgi duymasını sağlayamadı. Kitapların basımı için Netflix serisi Ann With E sonrası 2020'yi beklememiz gerekti. Ehh şu da bir gerçek ki okumayı seven bir toplum değiliz. Hatta birçok klasiği kısaltarak basıyoruz. Niye ? Çünkü çocuklar sıkılıyor. Belki de kendilerine kitap oku diye buyururken telefonla uğraşan ve sosyal medya aracılığıyla "okumama cehaletini" gidermeye çalışan "anne-babalarını" görünce haliyle canları istemiyordur değil mi?
L.M.Montgomary tarfından 20.yüzyılın ilk çeyreğinde kaleme alınmaya başlanan Anne'in hikayesi bebeken yetim kalması ile başlıyor. Pek çok kez evlat edinilse de her seferinde geri gönderilen kızıl saçlı küçük çilli kızın hayatı bizdeki Kemalettin Tuğcu kitaplarını aratmayacak cinstendir. Hikayenin mutlu sona evrilmesi kanımca dünyada zorluk içinde yaşamlarını sürdüren çocuklara umudu aşılaması açısından önemlidir.
Not:
Kitapların ön tanıtımları yayınevinden alıntıdır. Ayrıntılı yazılara kitap
adlarına tıklanarak ulaşılabilir. Seri okundu. İçerikler eklenecektir.
Yeşilin Kızı Anne 3 – Adanın Kızı
Yeşilin Kızı Anne 4 – Rüzgârlı Söğütler
Yeşilin Kızı Anne 5 - Hayaller Evi
Yeşilin Kızı Anne 6 - Ingleside
Yeşilin Kızı Anne 7 - Gökkuşağı Vadisi
0 Comments:
Yorum Gönder